Kayıtlar

Profesyonel Masal Kahramanı Dilek Erdem İle Söyleşi

Resim
İhh Gençlik ile gerçekleştirdiğimiz Yazın  Atölyesine devam eden  katılımcılarımızdan genç yazar adaylarımızdan bazılarının hazırladığı soruları cevaplamaya çalıştım. Ayşe Aydoğdu -Yazmaya ilginiz ne zaman başladı? Okuma yazmayı öğrenir öğrenmez.   Kütüphane kolu başkanlığı seçimlerinde bu payeyi kimseye bırakmazdım. -Yazmak isteyen kişilere ne tür önerilerde bulunursunuz? Yazsınlar. Eleştiri de alsalar, yolun sonunu göremeselee ve saçmalasalar bile yazsınlar. Ama yazdıklarını kamuya açmak için sabırsız olmasınlar. -Önünüzde hedeflediğiniz bir planınız var mı? Hedefleri planlamanın çoğu zaman üzücü sonuçları oluyor. O yüzden çalışmak ve hayaller kurmak en güzelidir diyebilirim. - Karakterinizi üç kelime ile özetleyecek olsanız hangi sözcükleri kullanırsınız? Zor soru. Karakterimi üç kelime ile özetleyemem ama tek kelime ile özetleyecek olursam o kelime “samimi” olurdu. ***    ***    ***    *** Süedanur Yazıcı -Hilmi Yavuz “Sanat evren karşısında öznel bir dur

Büyükada/m

Yarım asırlık ömrünü ve çantasını yanından ayırmayan kadın, vapura adımını attığında, yedi yaşında bir kız çocuğu oluvermişti. Babasının eline sıkıca yapışmış ilk deniz yolculuğunda, bilmediği bir adayı keşfe doğru yol almanın heyecanı gizlemeye çalışıyordu. Babasının onu cam kenarına oturtmak için yer kapma telaşı gülünçtü. Martıların simit uğruna gökyüzünde halden hale girmesi, şevkle kıvrılmasıysa görsel şölen.   Nasıl oluyor da her ayrıntıyı hatırlıyordu? Hatırlamak istemedikleri bile, f alcı bacıların yanar dönerli cam fanusundan izler gibi -güya-geleceği, çocukluğu gözlerinin önündeydi.    O gün karşı koltukta oturan genç hanım, ona poğaça uzatacak ama o babasının koluyla ‘alabilirsin’ dürtmesine rağmen, almayacaktı. Çünkü yabancılardan hiç bir şey alınmamalıydı. Anneler izin vermedikçe, babalar -hadi al- dese de alamazdı küçük kızlar genç ve şık hanımların ev yapımı nefis poğaçalarını.  Denize dalmıştı şimdi. Vapurun denizi köpürte köpürte yol alması, merdaneli ma

Algernon’a Çiçekler

Daniel Keyes, Brooklyn, Newyork’ta doğdu. Master ve doktora derecesini Brooklyn Koleji’nde tamamladı. Ohio Üniversitesi’nde fahri Profesör olan Keyes, Florida’da yaşamaktadır. Yazar bu kitabıyla Hugo ve Nebulcı ödüllerini kazandı. Ayrıca Oscar ödüllü Charly adlı filme esin kaynağı olmuştur. Kitabın adını bir siteden duydum. Kitap hakkında ki okuyucu yorumları ilgi çekiciydi. Bazen okumanız gereken bir eser sizi buluyor. Algernon’a Çiçekler için beni bulan kitaplardan biridir diyebilirim. Kitap günlük yazıları gibi başlıyor. Sayfanın başında “ilerleme raporu” notuyla günbegün geçirilen safhaların kaydedildiği kısa yazılar dikkat çekiyor. En fazla 8 yaşlarında bir çocuğun kaleminden çıktığını düşündüğünüz İmla hataları ve ifade karmaşası kitaba olduğu gibi aktarılmış. Çevirmen notunda bu durumun bilinçli yapıldığı belirtiliyor. Olay örgüsünün işleyişinden de anlıyorsunuz ki bu çok isabetli olmuş. Genel olarak, konuşmanın jest mimik desteğiyle ifadeyi kolaylaştırdığı, yaz

Durduğum Yer!

  Durduğum Yer! Selamlar... Uzun zamandır blogumda bir şey paylaşmamıştım. Madem ki burada böyle bir mekanım var, gelip biraz vakit geçireyim, dedim. Sevgili ahali... Durduğum Yer başlıklı bir yazı yazarken doğrudan siyasi fikirlerin ne yönde olduğuna dair sorular geliyor akla. Son zamanlarda fikirlerimi yazmak istemedim zaten fırsatım da olmadı. Kirliliğin hakim olduğu bir çağda ve ortamda uzak ve temiz kalmayı murad ettiğimden değil, yazamayacak kadar şaşkın ve üzgün olduğumdan yazamam bazı şeyleri. Bu yazı, bir Twtle düşüncelerimi yazmaya çabalarken dökülen satırlardır! Öncelikle şunu söylemem lazım ki; Hiç bir zaman hiç bir parti ve oluşumun fanatiği olmadım. Çünkü fanatizm bana göre körlüktür. Hata kabul etmemektir. Erbakan hoca gibi (onu dün yerden yere vuran karşıt fikirlerin bile bu gün bir çok konuda haklı bulduğu) bir alim, bilim, siyaset ve devlet adamını bir çok konuda destekledim. Hala da Erbakan hocanın uyarı ve tavsiyelerinin aydınlattığı bir yolda

Frédéric Chopin - Spring Waltz

Resim

Ergenus Cumhuriyeti

Resim
                                    Ergenus Cumhuriyeti; 16 yaşındaki bir gencin gözünden kaleme alınmış “Ergenus Cumhuriyeti” her hangi bir mahallede, her hangi bir zaman diliminde yaşanmış ve yaşanacak gençlik öncesi sorgulamalarının konu edildiği bir öykü kitabı. Samet; Ailesi, arkadaşları, bu gün biraz da unutulmuş olan usta-çırak iletişimi ve iletişimsizliğine gönderme yaparken, okurlarına “ kendinizle alay etme hakkını kimseye vermeyin, bu hakkı kendiniz için yine kendiniz kullanın” alt metininde öz eleştirinin kıymetine atıf yapıyor. “O kırıklar karnemde değil kalbimde hocam!” haykırışında ‘ideallerime teslim olursam özgürlüğümü yitirir miyim?’ ikilemini yaşayan bir gencin iç dünyasına yolculuk yaptırıyor. Samet’in hayat yolundan geçerken ‘gönül işleri durağında’ bir mola veriyor, insan olmaya çalışmanın sancılarını iliklerinde hisseden, duruşu ve fikri olan gençlerin kaygılarını, yıkılıp doğrulmalarını, Ergenus Cumhuriyeti’nde muhasebe eden gençlerin, ellerin